11 Nisan 2025 05:45

Diyarbakır’da Erdoğan’a güven yok

Diyarbakır’da kiminle konuşsak aynı cümleler sıralanıyor. Barış ve demokratik çözümde ısrar olsa da ilk cümle “Erdoğan bizi kandırıyor” oluyor.

Diyarbakır’da Erdoğan’a güven yok

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık / Evrensel

Elif Ekin Saltık
[email protected]


Geçtiğimiz ekim ayından bu yana bölgenin en önemli gündemlerinde en başta duruyor sanırım “barış” talebi ve Kürt sorunun demokratik çözümü. Bu gündem tüm sohbetlerin seyrini belirlerken Diyarbakırlıların bu konuda ne düşündüğü ve dediği de sohbetin konularından biri.

Diyarbakır sokaklarında geçtiğimiz ekim ayından bu yana temkinlilik ve güvensizlik hakim. Kürt halkı sürece her ne kadar güvenmek istese de 2015 sonrası yaşananlar, çatışma ve savaş hali, kayyımlar, cezaevlerinden çıkan tabutlar yani halkın son 10 yılda maruz kaldığı baskı politikalarına karşı büyük bir direnç gösteren Kürt halkının güvenmesine olanak tanımıyor. Ancak halk süreci çok iyi takip ediyor.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısı sonrası pek çok kez sokağın ne düşündüğüne kulak vermeye çalıştık. Mesaj sonrası kimi tepkiler ortaya çıksa da bu tepkiler hızla değişti. Mesajın hemen ardından gelen 8 Mart ve özellikle Diyarbakır ve İstanbul Newroz’u barış, çözüm talebindeki ısrarı iktidara güçlü biçimde gösterdi diyebiliriz.

"Biz yıllardır bunları yaşıyoruz"

Sur ve Bağlar’da 19 Mart ve sonrasında gelişen protesto eylemlerini konuştuğumuz yurttaşlar arasında “Biz yıllardır bunları yaşıyoruz” karşılığı fazlasıyla yaygın. İktidarın ve Kürt liberallerin halkları ayrıştırmaya ve bölmeye yönelik söylemleri de bunda etkili olurken, halk bölge illerine kayyım atanırken batıda güçlü bir protestonun çıkmamış olmasına tepki gösteriyor. Bir yurttaş “Yıllardır burada yaşananlar daha yeni batıda yaşanıyor. Biz hep yaşıyorduk. Her bir belediyemize kayyım atadılar, bir sürü insanı içeri attılar. Bunlar yaşanırken oradakiler ses çıkarmadı. Şimdi bizden ses çıkarmamızı mı bekliyorlar. CHP’si de aynı AKP’si de aynı. Herkes Kürtleri kandırmak istiyor ama Kürtler kimseye kanmaz” diyor.

Sürece ve 19 Mart sonrasında yaşananlara dair kimle sohbet etmeye çalışsak her birinin aralarında anlaşmış gibi söyledikleri ilk cümle “Erdoğan bizi kandırıyor” oluyor. Artık gerçek bir barışı konuşmak istediklerini söyleyen yurttaşlar sürece güvenmeseler de küçücük bir barış umuduna karşı 19 Mart’tan sonra yaşananların süreci olumsuz etkilemesinden de endişe duyuyor.

Yine bir yurttaş sürecin kamuoyu önünde Bahçeli eliyle başlatılmış olmasına da soru işaretiyle yaklaşıyor: “Bahçeli’nin adımı atmış olması şaşırtıcı. İnsan ‘Bu nasıl olur?​’ diye soruyor. Kürtler üzerinden siyaset yürüten Bahçeli bugün Kürtlere barış eli uzatıyor. İnanması bile güç.”

"Süreç böyle yürümez"

Bugün gerçekleşen Erdoğan, Dem Parti görüşmesine dair sohbet ettiğimiz başka bir yurttaş ise “Hiçbir beklentim yok, hiçbir şey çıkmaz, bizi kandırmaktan başka bir şey yapmıyorlar” diyor. Ardından söze giren bir yurttaş ise haklı olarak şu soruları soruyor, “Madem çözüm diyorlar hani tutuklular niye serbest bırakılmıyor, niye kayyımlar son bulmuyor, niye baskılar bitmiyor? Rojava’da saldırılar devam ediyor, insanlar ölüyor. Kürtler bir adım attı, artık adım atacak devlettir. Böyle demokrasi falan gelmez, süreç yürümez, çözüm de olmaz, inancımız yok.”

“Hiçbirimiz konuşmak istemiyoruz, sadece izliyoruz. İnsanlar konuşmaya da korkuyor. Konuşsak söyleyecek çok sözümüz var, tepkimiz var ama hemen gözaltına alınıp tutuklanırız” diyen bir yurttaş halkın sessizliğinin nedenlerinden birini açıklamış oluyor. Sözlerine devam eden yurttaş, “Ekonomi bitmiş. İnsanlar açlıkla, sefaletle cebelleşiyor. Adalet desen öyle bir şey kalmamış. Bunları konuşmak gerek asıl. Bu gidişat gidişat değil” diyor. Sohbetlerde Selahattin Demirtaş’ın adı anılmadan da geçilmiyor. Demirtaş bizim için önemli diyen yurttaşlar hâlâ cezaevinde olmasına tepki gösterirken, tahliye edilmesinin sürece dair olumlu bir adım olacağını da dillendiriyor.

Kürt gençler protestolardaki milliyetçi söylemlere tepkili

19 Mart sonrası yaşanan gelişmeler üniversiteli gençlerin sohbetlerinin de öznesi. Genç bir arkadaşımızın aktardıkları üzerinden söyleyecek olursak üniversite gençliğinin protestolara yaklaşımı sokaktaki yurttaşın tepkisinden farklı olmuyor. Ancak gençlerle bir tartışma yürütünce fikirleri çok daha hızlı değişiyor. Gençler özellikle protestolardaki ırkçı ve milliyetçi söylemlere tepki gösterse de protestolara üniversiteli gençlerin öncülük etmesini önemsiyor.

Evrensel'i Takip Et